Arama motorlarında önde olmak, arka planda bulunan pek çok etmeni beraberinde getirir. Yüksek sıralarda listelenmek, potansiyel müşterilerin gözüne çarpmakla kalmaz, aynı zamanda onlar tarafından güvenilir bir kaynak olarak algılanmanızı sağlar.
Dijital dünyanın kullanıcıları, çoğunlukla ilk sayfa sonuçlarında yer alan bağlantıları inceler.
Sonraki sayfalarda bulunan linklere ulaşma oranı düşüktür. Bunun temel nedeni, ilk sıralarda yer alan sitelerin genellikle daha alakalı ve kaliteli görülmesidir.
Kullanıcı, kısa sürede ihtiyaç duyduğu bilgi ya da ürüne erişmek istediğinden, listelemenin üst kısmında bulunan seçeneklere öncelik tanır.
Bu eğilim, marka açısından kıymetli bir avantaj yaratır. Markanızı ilk sıralarda görüp tıklayan her kişi, dijital pazarlama hunisine girmiş olur. Örneğin, sitenize giren potansiyel müşteri, ürünlerinizi veya hizmetlerinizi inceler. Beklediği detaylara ulaşırsa, alışveriş yapmaya ya da hizmet talep etmeye eğilimli hale gelir.
Aynı zamanda, markayı tanımakla ilgili ilk adımı atmış olur. Bu deneyim olumlu geçtiğinde, tanınırlık artar. Belirli bir ihtiyaç anında, daha önce ziyaret ettikleri bir markanın ismini hatırlayarak ikinci kez uğrama ihtimalleri yükselir.
Böylece marka bilinirliği, üst sıralarda yer almanın doğal bir çıktısı haline gelir.
Sıralamalarda iyi konumda olan şirketlerin güvenilirlik algısı yüksektir. Potansiyel müşteri gözüyle baktığımızda, “Bu şirket Google’da üst sıralarda, demek ki iyi iş çıkarıyor” şeklinde bir düşünce biçimi devreye girer.
Bilhassa, aynı sektörde hizmet veren birçok rakibin arasından sıyrılmak, bu tür bir konumlamayla çok daha kolay olur. Ziyaretçiler, markanızın ismini arama sonucu listesinde sık gördükçe, hatırlanması daha kolay bir noktaya gelir.
Bu etki, diğer tüm tanıtım çalışmalarına ek bir güç katar. Her ne kadar sosyal medya reklamları, geleneksel mecralar veya sponsorlu içerikler marka bilinirliği üzerinde etkili olsa da, tam ihtiyacı olduğu anda sizi karşısında gören kullanıcı, etkiyi güçlü biçimde hisseder.